11 Şubat 2017 Cumartesi

Popüler Kitap?

Merhaba arkadaşlar,


Bugün popüler kitap konusuna biraz değinmek istiyorum.







Öncelikle nedir popüler kitap? Eee... basitçe tüketim çağının bir başka meyvesi diyebiliriz.Mesela bu sıra distopyalar revaşta.Gerçi itirazım yok.Distopya sevdiğim bir tür.( yukarıdaki kitapların hepsi distopya değil diyenleriniz olacaktır.Konuya distopya diyerek girdim ama popüler kitap tek bir türe ait bir ünvan olamaz)

Ama kapağa yakışıklı bir delikanlı ya da fütüristik bir fotoğraf koyarak kitap basmasalar harika olacak.Peki bu kadar çok yazılan bir türde iyiyi kötüden nasıl ayıracağız.O konu da biraz zorluyor insanı.

Bir süredir Youtube'da kitap hesaplarını takip ediyorum.Muhtemelen onlarca farklı hesaptan birer ikişer video izlemişimdir. Gelgelelim şöyle kafama göre, Kitap tavsiye ettiğinde koşa koşa gidip almak isteyebileceğim kimseyi bulamadım desem yeridir.İzlediğim her videonun sonunda merak ettiğim en az birkaç kitap daha olmasına rağmen, sonradan iyice incelediğimde bu merakım uçup gitti.Yaşça biraz daha büyük olan arkadaşları takip edeyim dedim (yaş 25 olunca youtuberlar benden genel itibariyle küçük kaldı ne yazık ki).

Tam buldum derken bu defa onlarında popüler kitapları tavsiye etmekte olduğunu gördüm.Malesef hayalkırıklığım su götürmez bir gerçek oldu.

Bildiğim kaliteli yazarlardan tek kitap önermiyor olmaları bir yana dursun, gençler (hatta yaşıma güvenerek çocuklar diyeceğim) ne öneriyorsa aynılarını önerdiklerini görünce çok üzüldüm.

Şu Stephan Zweig Satrancı neredeyse görmediğim hesap blog kalmadı.Hayır biri de ciddi olarak bir yorum yazmaz mı?Nedir bu kitap?Okumadan satın alıp kenara attıklarına (çoğunun diyeyim bari)eminim. Çünkü kendi araştırmamı yaptım ve anladığım kadarıyla belli bir yaşın altındaki kitleye sadece görüntü katkısı sağlıyor.Hatta az önce izlediğim bir videoda adını vermeyeceğim bir arkadaş kitaplığında iyi duracağını düşündüğü için bir kitabı satın aldığını söyledi.Ya da konu hakkında hiç fikrinin olmadığı bir kitabı satın alıp videosunda göstererek popülerliğinin artacağını düşünüyorlar.

Üzüntü verici olsa da gerçek ne yazık ki.Popüler olan her şeyden kaçmamın (yıllardır) ne kadar haklı bir karar olduğunu yeniden gördüm.Bunun dışında güzel tavsiyesi olan varsa yorum olarak bana söylesin lütfen.




Sevdiğim tarzlara örnek olsun diye bu kitapları da buraya bırakıyorum.Eğer okumadıysanız bunların hepsini tavsiye olarak kabul edebilirsiniz.

Aşağıya İnstagram hesabımı da yazıyorum.Bu hesaptan artık kitaplarla ilgili yorumlarımı paylaşacağım.Sohbet etmek için de bana her zaman mesaj atabilirsiniz.
İnstagram: çatikatikitaplari






19 Ocak 2017 Perşembe

Booktuber?




Merhabalar arkadaşlar, saat gecenin 03.18'i ve ben yarın şehirdışına çıkacağım.Bu yüzden uyumamaya karar verdim.E tabi geç vakitlerde nasıl zaman geçirilir Youtube'a daldım bende.Karşıma kitap sayfaları çıktı haliyle bir kitap aşığı olarakta.

Şimdi gelelim başlıktaki mevzuya.Bir teknoloji cahili olarak.Hatta genel söylersem sosyal medya cahili bile diyebilirim kendime..bla bla bla..

Uzattım farkındayım.Girizgah işi zormuş kabul etmeliyim.

Evet.Konu booktuberlar.Öncelikle şunu söylemeliyim.Benim şuana kadar en az dört beş kitabı kafamdan ve alışveriş listemden silmeme yardım ettiler.İsim isim hatırlamıyorum şimdi. Ama yaş vb. gibi bazı ortak noktalarımın olduğunu düşündüğüm booktuberların "Sevmediği" kitapları listemden sildim.Zaten emin olmadığım merak ettiğim ama hakkında fazla yorum okuyamadığım kitaplardı.Bu açıdan süper oldu diyebilirim.


Özellikle bazılarını çok tatlı bulduğumu da söylemeliyim.Özellikle çok genç olan arkadaşların kamera karşısındaki acemilikleri beni gülümsetti.(Gülümsetti ne yahu?Gülemiyor musun diyenleriniz olacaktır.Gülme özürlü bir bloggerla karşı karşıyasınız.Yok yok şaka yahu.Gülmeyi de güldürmeyi de severim.)

Hem yaşları ufak hem de cesaretli bu küçük arkadaşlara çok imrendim.Bir video çekip Youtube'a koymaya asla cesaret edemem şahsen ben.Helal olsun gençlere.


Birkaç sevmediğim özelliklerini de anlatıp konuyu bağlayayım bari.Daha demin karşılaştığım bir videoda genç bir arkadaş teknik bir bilgi eksiğinden ötürü kamerasını odaklayamamış ve video boyunca o lensten gelen sesleri duymak zorunda kaldım.Açıklamasını da yapmış aşağıda zaten.Sorun sadece ses değildi elbette.Odaklamada sorun olduğu için video sürekli flulaşıp düzeldi.Hem görsel hem işitsel olarak bu kadar eksik bir video yayın kalitesi açısından hoş olmamış malesef.


Anlatmazsam çatlarım diyebileceğim bir booktuber da yine kamere karşısında nerede duracağına hatta sabit durup durmamaya bile karar verememiş gibiydi.Ayrıca birkaç dakika boyunca ekrana "acaba booktuber  parodisi mi çekiyor?" düşüncesiyle bakakaldım.Ciddi gibiydi valla bilemedim.Ama tavırları hoşuma gitmediği için  izlemeyi bıraktım.Hangi tavırları derseniz şöyle ki:Bu arkadaş izleyicisine sanki alay edercesine hitap ediyordu.İkincisi ise yayınevinin (ya da bir kitap sitesinin hatırlayamadım) incelik edip gönderdiği kitabı umursamazca atıp tuttu.Şimdi yayınevinden taraf mısın sen deseniz bana.Hayır değilim.Ben kitaplara kutsal bir nesne gibi bakan biriyim ve hangi konuda olurlarsa olsunlar bu şekilde davranılmaları beni rahatsız eder.Hani desem ki kitap hesabı değil kazayla yollamışlar o arkadaşa, oda değil.Hoşuma gitmedi kitaplara olan hareketleri.Bu neyin havası kardeşim onlarca kitap hesabı var sosyal medyada demezler mi adama?Derler.Dedim.

Bir diğer konu videonun girişinde uzun uzadıya anlatılan ve video başlığında yazmayan bir dolu lafı güzaf.Kimse kimsenin hayatına dair bir şey dinlemek zorunda değil.Ha yorumlarda konuşulsun ona lafım yok.İki kitap yorumu dinlemek için açtığım video da alakasız konularla 3-4 dakikam neden boşa gitsin?Objektif olarak bakarsanız bana hak vereceksiniz bence.

Edit:Kutu açma olayında beni krize sokan arkadaşlardan da bahsetmeden geçmemek gerek.Belli bu kutular zor açılıyor arkadaşım ya videoyu hızlandır o kısımda ya da kutuyu açıp yanına koy.Sanki o anda açmasan almadın mı diyeceğiz sana.Aşk olsun :)

Ve esas meseleye geldik nihayet.Kitapları anlatamayanlar.Şimdi efendim bu arkadaşları ikiye ayırarak anlatacağım.Öncelikle kitabı ya okumadığı için ya da anlatma kabiliyeti tam gelişmediği için anlatamayanlar var.Süper, harika, ben beğendim, bana arkadaşım tavsiye etmişti, ama tabi siz beğenmeyebilirsiniz.... bla bla bla..Hatırladınız mı bu tipi?Evet hatırladınız.Yaşları dolayısıyla kelime dağarcığı henüz gelişmemiş olanlara lafım olamaz zaten.Ama lise ve üniversite yaşlarında olup kem kümle kitap anlatmaya çalışanları gördükçe canım yandı.Belki önceden bir hazırlık ve eski okunmuş kitaplara bir daha göz gezdirmek bu sorunun çaresi olabilir.Hepsine değilse bile bazılarına olur diye umuyorum.

Eyvallah kitabı okudunuz.Beğendiniz.Ama konusu öyle anlatılacak türden değil.Yani ne bileyim çok karmaşık olabilir ya da tam aksine sade ama sürprizli olabilir.Diyelim ki kısaca anlatmanız imkansız ya da anlatsanız iki cümlede kitabın bütün tadı kaçacak sözlerinizle.O zaman size hissettirdiklerini anlatın, sizi alıp nerelere götürdüğünü anlatın,Kitabı değil de size yaşattıklarını anlatın.Bu taktik işe yararsa bana yorumlardan ya da Instagram'dan ulaşıp bilgi verirseniz çok sevinirim.


Geldik yazımın sonuna.Umarım yanlış anlaşılmam ve umarım bu yazıyı okuyan herkes benim yalnızca yapıcı olmaya çalıştığımın farkına varabilir.Sivri dilimi mümkün olduğunca yontmaya çalıştım.Her ne kadar sürçü lisan ettiysek affola.

En sevdiğim kısım geliyor.

Günün sözü:

“Two things are infinite: the universe and human stupidity; and I'm not sure about the universe.” 
― Albert Einstein

Efenim Türkçesi:" İki şey sonsuzdur; evren ve aptallık ve ben evrenden emin değilim."


Hoşçakalın gece kuşları!!







17 Ocak 2017 Salı

YENİ BİR NEFES

Selamlar,

Bu benim ilk blog yazım ve tahmin edersiniz ki biraz da heyecanlıyım.Tabi blog isminden de anlaşılacağı üzere kitap yorumları yapmayı planlıyorum.Elbetteki arada dizi ve film yorumlarım da olacaktır.Anlatmadan duramayacağım film ve diziler olduğunda onları da paylaşacağım.

Şimdi önce biraz kendimden bahsedip sevdiğim ve sevmediğim şeyleri anlatacağım.Bu şekilde beni tanımanızı ve umarım aramızda güzel iletişimlerin, arkadaşlıkların başlamasını umuyorum.

Öncelikle adım Tuğba, 25 yaşındayım, yüksek lisans öğrencisiyim.Bölümüm vb. bilgilerle burayı doldurmak istemediğimden onları başka bir yazının konusu olmak üzere saklıyorum şimdilik. Akıcı olarak İngilizce biliyorum ve çevirmenlik yaptım amatör olarak.Kore hayranıyım ya da hayranıydım diyebilirim.Eskisi kadar ilgilendiğim bir alan değil ama yine de takip ettiğim birkaç dizi var. Aslanım ve burcumun özelliklerini de taşıyorum sanırsam. :) Bunları da geçersek dışarıdan çok asabi görünen ama içinde bir kuzu yatan bir hatunum. Pamuk gibi bir kalbim vardır.Sabırlıyımdır.Sivri dilliyimdir.Sivri dilli olduğum için genelde susarım ve bence bu yüzden bu kadar asabi görünüyorum. Her neyse.Sevdiğim ve sevmediğim şeylere gelirsek:

En sevdiğim 5 kitap:

1-Bin Muhteşem Güneş (Khaled Houseini)
2-Mezarlık Kitabı (Neil Gaiman)
3-Göçebe (Stephenie Meyer)
4-Da vinci Şifresi (Dan Brown)
5-Gün Olur Asra Bedel (Cengiz Aytmatov)

Bu listeye yazmadığım ve bunlardan çok daha iyi kitaplar tabi ki var fakat  oturup bir liste yapmaya kalktığınızda aklınızdan uçup gidiyorlar ve sanki yalnızca bu beş kitabı okumuşsunuz gibi kalıveriyorsunuz.Oysaki yüzlerce kitap okudum bugüne kadar. Valla bak! :)







En sevdiğim 5 film:

1-Akıl Oyunları
2-120
3-Av Mevsimi
4-Benim Adım Khan
5-Pan'ın Labirenti






Aynı şekilde dakikalarca bilgisayar karşısında kıvranarak yazdığım bu liste izlediklerim içinde binde birlik bir kısmı kapsıyor.5 film olması gerektiği için yazamadığım tüm filmlerden, senarist ve yönetmenlerinden özür diliyorum. Ama tarz olarak sürpriz sonlu, fantastik ve gizemli filmleri sevdiğimi söyleyebilirim sanırım.

En sevdiğim 5 dizi:

1-Once Upon A Time
2-The Mentalist
3-Dr. House
4-Sherlock (hatta 4. sezon 3. bölüm yan sekmede beni bekliyor izlenmek için)
5-Boys Over Flowers (bir tane de Kore'den olsun dedim.En sevdiğim Kore dizisini listeye eklemesem olmazdı)






En sevdiğim 5 yayınevi:

1-İthaki
2-YKY
3-Yabancı
4-Müptela
5-Epsilon

En sevdiğim kitap alışveriş siteleri:

1-Kitapyurdu
2-Babil
3-Okuoku
4-İdefix
5-D&R

Şimdi sıra geldi bu blogun hangi sıklıkla yazılacağını söylemeye.Geri dönüşleriniz ile de bağlantılı olarak haftada 1-2 yorum yazısı gelecektir.Bu arada şu son cümlelerimi yazarken hatırladım.Wattpad'de de okur olarak bulunuyorum.Genç arkadaşların yazdıklarını okumayı ve yapıcı eleştiriler yapmayı seviyorum.Ne yazık ki çok azı eleştiri kaldırabiliyor.Bu yüzden yorum yapmıyorum artık okuduğum hikayelere.Ama.İşte bu ama önemli.

İlk yazının özlü sözü:"be the change you want to see in the world" yani, 'dünyada görmek istediğin değişiklik ol'