19 Ocak 2017 Perşembe

Booktuber?




Merhabalar arkadaşlar, saat gecenin 03.18'i ve ben yarın şehirdışına çıkacağım.Bu yüzden uyumamaya karar verdim.E tabi geç vakitlerde nasıl zaman geçirilir Youtube'a daldım bende.Karşıma kitap sayfaları çıktı haliyle bir kitap aşığı olarakta.

Şimdi gelelim başlıktaki mevzuya.Bir teknoloji cahili olarak.Hatta genel söylersem sosyal medya cahili bile diyebilirim kendime..bla bla bla..

Uzattım farkındayım.Girizgah işi zormuş kabul etmeliyim.

Evet.Konu booktuberlar.Öncelikle şunu söylemeliyim.Benim şuana kadar en az dört beş kitabı kafamdan ve alışveriş listemden silmeme yardım ettiler.İsim isim hatırlamıyorum şimdi. Ama yaş vb. gibi bazı ortak noktalarımın olduğunu düşündüğüm booktuberların "Sevmediği" kitapları listemden sildim.Zaten emin olmadığım merak ettiğim ama hakkında fazla yorum okuyamadığım kitaplardı.Bu açıdan süper oldu diyebilirim.


Özellikle bazılarını çok tatlı bulduğumu da söylemeliyim.Özellikle çok genç olan arkadaşların kamera karşısındaki acemilikleri beni gülümsetti.(Gülümsetti ne yahu?Gülemiyor musun diyenleriniz olacaktır.Gülme özürlü bir bloggerla karşı karşıyasınız.Yok yok şaka yahu.Gülmeyi de güldürmeyi de severim.)

Hem yaşları ufak hem de cesaretli bu küçük arkadaşlara çok imrendim.Bir video çekip Youtube'a koymaya asla cesaret edemem şahsen ben.Helal olsun gençlere.


Birkaç sevmediğim özelliklerini de anlatıp konuyu bağlayayım bari.Daha demin karşılaştığım bir videoda genç bir arkadaş teknik bir bilgi eksiğinden ötürü kamerasını odaklayamamış ve video boyunca o lensten gelen sesleri duymak zorunda kaldım.Açıklamasını da yapmış aşağıda zaten.Sorun sadece ses değildi elbette.Odaklamada sorun olduğu için video sürekli flulaşıp düzeldi.Hem görsel hem işitsel olarak bu kadar eksik bir video yayın kalitesi açısından hoş olmamış malesef.


Anlatmazsam çatlarım diyebileceğim bir booktuber da yine kamere karşısında nerede duracağına hatta sabit durup durmamaya bile karar verememiş gibiydi.Ayrıca birkaç dakika boyunca ekrana "acaba booktuber  parodisi mi çekiyor?" düşüncesiyle bakakaldım.Ciddi gibiydi valla bilemedim.Ama tavırları hoşuma gitmediği için  izlemeyi bıraktım.Hangi tavırları derseniz şöyle ki:Bu arkadaş izleyicisine sanki alay edercesine hitap ediyordu.İkincisi ise yayınevinin (ya da bir kitap sitesinin hatırlayamadım) incelik edip gönderdiği kitabı umursamazca atıp tuttu.Şimdi yayınevinden taraf mısın sen deseniz bana.Hayır değilim.Ben kitaplara kutsal bir nesne gibi bakan biriyim ve hangi konuda olurlarsa olsunlar bu şekilde davranılmaları beni rahatsız eder.Hani desem ki kitap hesabı değil kazayla yollamışlar o arkadaşa, oda değil.Hoşuma gitmedi kitaplara olan hareketleri.Bu neyin havası kardeşim onlarca kitap hesabı var sosyal medyada demezler mi adama?Derler.Dedim.

Bir diğer konu videonun girişinde uzun uzadıya anlatılan ve video başlığında yazmayan bir dolu lafı güzaf.Kimse kimsenin hayatına dair bir şey dinlemek zorunda değil.Ha yorumlarda konuşulsun ona lafım yok.İki kitap yorumu dinlemek için açtığım video da alakasız konularla 3-4 dakikam neden boşa gitsin?Objektif olarak bakarsanız bana hak vereceksiniz bence.

Edit:Kutu açma olayında beni krize sokan arkadaşlardan da bahsetmeden geçmemek gerek.Belli bu kutular zor açılıyor arkadaşım ya videoyu hızlandır o kısımda ya da kutuyu açıp yanına koy.Sanki o anda açmasan almadın mı diyeceğiz sana.Aşk olsun :)

Ve esas meseleye geldik nihayet.Kitapları anlatamayanlar.Şimdi efendim bu arkadaşları ikiye ayırarak anlatacağım.Öncelikle kitabı ya okumadığı için ya da anlatma kabiliyeti tam gelişmediği için anlatamayanlar var.Süper, harika, ben beğendim, bana arkadaşım tavsiye etmişti, ama tabi siz beğenmeyebilirsiniz.... bla bla bla..Hatırladınız mı bu tipi?Evet hatırladınız.Yaşları dolayısıyla kelime dağarcığı henüz gelişmemiş olanlara lafım olamaz zaten.Ama lise ve üniversite yaşlarında olup kem kümle kitap anlatmaya çalışanları gördükçe canım yandı.Belki önceden bir hazırlık ve eski okunmuş kitaplara bir daha göz gezdirmek bu sorunun çaresi olabilir.Hepsine değilse bile bazılarına olur diye umuyorum.

Eyvallah kitabı okudunuz.Beğendiniz.Ama konusu öyle anlatılacak türden değil.Yani ne bileyim çok karmaşık olabilir ya da tam aksine sade ama sürprizli olabilir.Diyelim ki kısaca anlatmanız imkansız ya da anlatsanız iki cümlede kitabın bütün tadı kaçacak sözlerinizle.O zaman size hissettirdiklerini anlatın, sizi alıp nerelere götürdüğünü anlatın,Kitabı değil de size yaşattıklarını anlatın.Bu taktik işe yararsa bana yorumlardan ya da Instagram'dan ulaşıp bilgi verirseniz çok sevinirim.


Geldik yazımın sonuna.Umarım yanlış anlaşılmam ve umarım bu yazıyı okuyan herkes benim yalnızca yapıcı olmaya çalıştığımın farkına varabilir.Sivri dilimi mümkün olduğunca yontmaya çalıştım.Her ne kadar sürçü lisan ettiysek affola.

En sevdiğim kısım geliyor.

Günün sözü:

“Two things are infinite: the universe and human stupidity; and I'm not sure about the universe.” 
― Albert Einstein

Efenim Türkçesi:" İki şey sonsuzdur; evren ve aptallık ve ben evrenden emin değilim."


Hoşçakalın gece kuşları!!







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder